Pablo Neruda, bir şiirinde pek güzel anlatır kedinin kişilikli hayvan oluşunu:
"İnsanoğlu ya balık olmak ister ya da kuş /
Yılan 'ah keşke kanatlarım olsaydı' der. /
Köpekse aslında yolunu şaşırmış bir arslandır /
Mühendisin en büyük düşü şair olmaksa /
Sinek, sabah akşam bülbül olmayı dener /
Ama kedi /
Varsa yoksa kedidir /
Bıyıktan kuyruğa /
Hissiyattan fare yakalamaya kadar."
Bu sıralar, fazlaca bağırıp çağırdıklarına bakmayın kedilerin.
Zariflikleri, temizlikleri, zekaları hepinizin malumudur.
Bir kötülük gelmez onlardan, isyanları bittiğinde,
sessiz sedasız köşelerine çekilirler yine.
Zarif ve yumuşacık tüylerini okşamanız için dizinizin dibine kurulurlar.
Sokak kedileri?
Onlar da rızık kavgasına düşerler;
başına buyruk, ama zararsız yaşantılarına devam ederler.
Bugünlerde, apartman girişinde yahut çöp bidonunun yanında
onlardan birine rastlarsanız takılın hafiften, hatrını sorun.
"Nasılsın sayın bay kedi?" filan deyin.
Anlayacaktır sizi.
"Günün Ötesi" kitabindan alinti
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen